1 Ekim 2015 Perşembe

Tüm arşivim bu sergide

Türkiye'nin görsel arşivinde önemli yere sahip usta fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, meslek hayatında 60. yılını ‘Millennium' sergisiyle kutluyor.

Seyahat ettiği 70 ülkede ve Anadolu'da çektiği karelerin yer aldığı serginin açılışı dün Teşvikiye'deki Galeri Işık'ta gerçekleşti. Açılış öncesi usta sanatçıyla sergide yer alan çalışmalarını konuştuk. İzzet Keribar, sergisinin ilk çocuğunun Ayasofya çalışması olduğunu söylüyor. Ayasofya'yı defalarca fotoğrafladığını söyleyen Keribar, bu sergi için gidip bir daha çekim yaptığını anlatıyor. “Çalışmanın ilk çocuğu çok sevildi. Sonra ardından kardeşi Sultanahmet'i yaptım. Çalışmalarda ilk ritim, çizgi çalıştık. Sonra küpleri yaptık. Küplerin olduğu 3 çalışmam var. Farklı ülkelerde çektiğim portreler ve Fas sokakları. Küpleri yapabilmek için çocuk oyuncakları satılan bir dükkândan küp aldım. 3 boyutlu algılanmasını istedim.'' Sergi, ülkeler arası bir yolculuğa çıkarıyor ziyaretçilerini. İstanbul'un incileri Ayasofya'dan, Sultan-ahmet'ten, Fas'ın saklı mavi incisi Chefchaoen'e, Mimar Sinan'ın dünyaca ünlü Selimiye Camii'nden Küba'nın rengârenk otomobillerine, Venedik Karnavalı'nın gizem dolu maskelerine kadar geniş bir dünyanın kapıları aralanıyor.

“FOTOĞRAF TÜM HOBİLERİMİN ÖNÜNE GEÇTİ''

30 yıllık arşivini bu sergi için açtığını belirten Keribar, farklı teknikler uyguladıklarını anlattı. Göz zevkiyle hareket ettiklerini ve bir ekip çalışmasına imza attıklarını belirtti. Keribar, serginin amacını şöyle anlatıyor: “Fotoğrafa farklı bir bakış açısı kazandırmak ve kendimden söz ettirmek için başladım. İzleyenler beğensin ya da beğenmesin bu ses getirecek. Kimi taklit edecek, kimi, ‘bu sanat mı' diyecek ama konusu olacak.”

AYASOFYA

Fotoğrafçılıktan önce tekstil işi yapan Keribar, istifa edince vazgeçemediği hobisi fotoğrafçılığı meslek edindiğini anlatı. Hobilerinin sanatına yansıdığını belirten Keribar, şunları kaydetti: “En önemli hobim klasik Batı müziği. Bu sergideki çalışmaların ritimleri biraz bunun sayesinde oldu diyebilirim. Bir de İsviçre pulları dikkatimi çok çekmiştir. Çok zahmetli bir sanat işçiliğidir İsviçre pulları. Ancak müzayedelerde ulaşabildim. 10 yıl sürdü bu merakım. Sonra ev almaya kalkınca pulları satmak zorunda kaldım. Antikaya karşı da merakım var. Sergide yer alan İznik çinilerinin olduğu çalışmam bu merakımın göstergesi. Porselen ve çinicilik benim uzmanlık alanım. Bu konuda konferanslar verdim. Ama fotoğrafçılık tüm hobilerimin önüne geçti. İflas edince 60 yaşında işsiz kaldım. Evde oturmak yerine tekstil firmamın tabelasını değiştirdim görsel tanıtım yaptım.''

ARABALAR

“Dijital fotoğrafçılıkta yaşıtım olan meslektaşlarım geri kaldı”

Dijital fotoğrafçılığın nereye gittiğini öngöremediğini söyleyen Keribar, zamanın içinde bir sanatçı. Geleneksel fotoğrafçı olduğunu söylese de dijitale de ayak uydurduğunu anlatıyor: “Benim yaşımda kime baksak bu alanda geri kaldı ama ben geri kalmadım. 2002'den beri dijital fotoğrafçılık dersi veriyorum. Öğrencilerim var hâlâ görüştüğüm. Fotoğrafın artık siyah beyaz filmli çekim olmadığının farkındayım. Siyah beyaz çekim tabii çok severim ama bu, artık dünyada geçerli değil. Müzelerde geçerli olacak belki ama dünyamızda geçerli değil. 2002'den beri dijitalciyim. Hiç film çekmiyorum. Ama kurallar çok önemlidir. Geri plan, dengeler, ışığın durumu her şey önemli. Bütün bunlar değişti. Kuralları kimse önemsemiyor. Ama böyle çekenler modern müzik gibiler, dinlenip kapağı hemen kapatılacak.'' Sergi, 11 Ekim'e kadar görülebilecek.

PORTRELER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder