3 Mart 2015 Salı

Yaşar Kemal’i binlerce kişi uğurladı

Türkçenin son destancısı Yaşar Kemal, yazarlar, aydınlar, işçiler, yoksullar, kısacası Türkiye tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Sabahın erken saatlerinde Teşvikiye Camii’ni dolduran her kesimden insan, cenaze namazıyla birlikte caddelere sığmadı. Binlerce okuru ve seveni, Yaşar Kemal’i uğurlamak için oradaydı. Türkiye dün büyük anlatı ustası Yaşar Kemal’i son yolculuğuna uğurladı. Teşvikiye Camii, daha sabah saatlerinde uzun zamandır görmediği bir kalabalıkla dolmaya başladı. Bir müddet sonra, avluda adım atacak yer kalmadı. Sanat, siyaset, spor dünyasından akla gelebilecek en ünlü isimler bir araya geldi. Abdullah Gül, Cemil Çiçek, Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş yan yana saf tuttu. Adı sanı bilinenler bir yana, asıl Yaşar Kemal okurları oradaydı. İşçiler, ırgatlar, yoksullar, mazlumlar... Türkiye dün Yaşar Kemal’i, o büyük anlatı ustasını, son yolculuğuna uğurladı. Daha sabah saatlerinden itibaren Teşvikiye Camii uzun zamandır görmediği bir kalabalıkla dolmaya başladı. Bir müddet sonra, avluda ve caminin dışında adım atmak, yer değiştirmek neredeyse imkânsız bir hal aldı. Binlerce insan, dil ormanı Yaşar Kemal’i uğurlamak için oradaydı. Sanat, siyaset, spor alanlarında aklınıza gelebilecek hemen herkes; Orhan Pamuk, Orhan Gencebay, Mustafa Alabora, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Suavi, Ataol Behramoğlu, İlber Ortaylı, Fatih Terim gibi isimlerin yanı sıra, Abdullah Gül, Ertuğrul Kürkçü, Kemal Kılıçdaroğlu, Cemil Çiçek, Kültür Bakanı Ömer Çelik, Selahattin Demirtaş, Kadir Topbaş, Mustafa Sarıgül gibi siyasiler de onu uğurlamak için gelmişti. Adı sanı bilinenler bir yana, asıl Yaşar Kemal okurları oradaydı. İşçiler, ‘ırgatlar’, yoksullar, mazlumlar... Her kesimden sağcı-solcu, dindar-laik, zengin-fakir binlerce insan... Taziye defterine yazabilmek için kuyruğa girdiler. Yaşar Kemal’in emaneti, eşi Ayşe Hanım’a, oğlu Raşit Gökçeli’ye taziyelerini bizzat ilettiler. Tüm hayatını barışı, eşitliği, adaleti, ezilenlerin haklarını dile getirmeye adayan usta, ölümüyle de bunca insanı kendi yasında bir araya getirdi. Belki hayatında ilk kez Teşvikiye Camii’ne gelenler vardı. Van’dan bir köylüsü çıkıp gelmişti. Kavruk genç adamlar, başörtülü Anadolu kadınları... Türkiye Süryani Katolik Genel Vekili, Dinlerarası Diyalog Başkanı Yusuf Sağ “Tüm mazlumların başı sağ olsun!” derken, gerçekten de tüm mazlumların babasını kaybettiği bir gerçekti. TEŞVİKİYE’DEN ZİNCİRLİKUYU’YA YÜRÜDÜLER İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran kıldırdı cenaze namazını. Üç kere sordu; üç kere helal edildi bütün haklar. Işık Öğütçü, babası Orhan Kemal’in dostu, yoldaşı Yaşar Kemal’i omuzlarında taşıdı. Cenaze aracı artık bahçenin dışına çıktığında, Teşvikiye Caddesi binlerce insanın yürüyüşüne şahitlik etti, “Yaşar Kemal umudumuzdur”, “Yaşar Kemal onurumuzdur”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları ve alkışlarla yürüdüler. Kimi çiçek savuruyor, kimi Yaşar Kemal kitaplarını tutuyordu elinde. Teşvikiye Caddesi bir insan seliyle dolup taşıyordu. Pencereler, balkonlar, çatılar insanlarla, okurlarıyla doluydu, öğrenciler pencerelerden sloganlara katılıyordu. Cenaze arabasının ardından zılgıtlar, dualar, alkışlar bir arada yükseldi. Bir de şöyle cümleler: “Bu cadde bir daha böyle kalabalık görmez.” Yaşar Kemal’in cenaze namazına katılan topluluk, sloganlar ve alkışlar eşliğinde Halaskargazi Caddesi’nden geçerek Zincirlikuyu Mezarlığı’na yürüdü. Okurları, sevenleri, yazarın “Benim kitaplarımı okuyanlar yoksula yoldaş olsunlar.” sözlerinden oluşan bir pankartı açtı. Yaşar Kemal’in cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedildi. Mezarına memleketi Kadirli ilçesinin Gökçedam köyünden ve Kürt yazar Mehmet Uzun’un mezarından getirilen toprak serpildi. Mezarın başına eşi Ayşe Semiha Baban, sanatçı Zülfü Livaneli’yle birlikte geldi. Eşinin mezarına su döken Baban, daha sonra eğilerek mezara dokundu. Bu sırada Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal’in unutulmaz eseri İnce Memed’den esinlenerek yazılan İnce Memed türküsünün bir bölümünü söyledi. Yaşar Kemal'in (92) Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri hazırlandı Türkçe yaşadıkça adı yaşayacak Türkan Şoray: En yakınımı kaybetmiş gibi derin acı duydum. Tüm ülkemizin başı sağ olsun. O, bu coğrafyanın yetiştirdiği en büyük değerdi. O, edebiyat dünyamızın çınar ağacıydı. Bir okuru olarak ona hayranlığım hiç bitmeyecek. Bunun yanı sıra onun özel dostlarından biri olmak benim için şanstı. Onun o güzel sohbetini yaşayamamak, o kahkahaları duyamamak büyük kayıp. O anılarıyla, kitaplarıyla, eserleriyle hep yaşayacak. Orhan Pamuk: Türkçe yaşadıkça Yaşar Kemal’in romanları da yaşayacaktır. Bu ülkede bütün baskılara, kötü niyetlere ve kıskançlıklara rağmen bir yazarın başını dik tutup kendi hikâyelerini anlatabileceğini, bu hikâyeleri bütün dünyaya duyurabileceğini bana gösterdi. Her şeyden önce bana büyük bir örnek oldu. Bütün baskılara rağmen içindeki çocuksuluğunu muhafaza edebilmesi de onun Allah’ın özel bir kulu olduğunu gösterir. Yaşar Kemal’in romanları yaşayacaktır. Bugün tesellimiz budur. Orhan Gencebay: Ülkemizin, insanlığın, kalemin başı sağ olsun. Babamızı lise yıllarında tanımıştım İnce Memed’le. O bizim gururumuzdu. Edebiyatımıza, insanlığa çok büyük hizmetler verdi. Vatanımıza çok büyük hizmetleri oldu. Mağdurun yanındaydı. Haklının yanındaydı. Bilenler bilir Ağrı Dağı Efsanesi’nden tutun, Binboğalar Efsanesi’ne, Yer Demir Gök Bakır’a kadar çok büyük hizmet verdi. Allah gani gani rahmet eylesin. Hasan Cemal: Yaşar abi romanlarıyla, dünya ve Türk edebiyatına yapmış olduğu katkı ile yaşamaya devam edecek. Yaşar abiyi sadece Türk ve dünya edebiyatındaki yeri ile değil, aynı zamanda bu topraklarda barış ve demokrasi için insan hakları ve özgürlükleri için vermiş olduğu büyük mücadele ile hatırlayacağız. O her zaman Türkiye’de gerçekten Kürt barışının olması ve Kürtlerin insan hakları ve özgürlükler konusundaki haklarını elde etmesi için mücadele vermişti. Barıştan yana bir insanın yapması gereken her şeyi yaptı. Bülent Eczacıbaşı: Türkiye ve dünya büyük bir değerini kaybetti. Neredeyse Cumhuriyet’le yaşıt olan Yaşar Kemal, ülkemizin farklı yerlerini, hayatın çeşitli yönlerini ve insan olmanın derinliklerini tanıdı; benzersiz gözlem gücüyle, güçlü kalemiyle bize anlattı. Eşsiz betimlemelerle bezediği öykü ve romanlarıyla yalnızca ülkemizin değil, dünya edebiyatının da en önemli yazarlarından biri oldu. Bir Yaşar Kemal romanı okumanın insana verdiği lezzeti çok az yapıtta yakalamanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu büyük yazarı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Ataol Behramoğlu: Edebiyat konu değil, öncelikle dil demektir. Dilinin tadını unutamadığınız yazarlar vardır. Onu tekrar okumak istersiniz. Yaşar Kemal böyle bir yazar. Yaşar Kemal, Anadolu’nun sade insanını edebiyat kahramanı haline getirdi. Can Dündar: Yaşar Kemal gibi yazarlar ürettikleriyle, yazdıklarıyla yaşarken ölümsüzlük sırrını kuşanırlar. Belki fani olarak göçerler bu hayattan ama her satır, her cümle, her kitapta yaşamaya devam ederler. Dolayısıyla bundan sonra doğan her çocuk onunla büyüyecek. İlber Ortaylı: Yaşar Kemal, Türkçeyi kullanan bir ananeydi, dönemdi. O Türkçe ve dil kıvraklığı geleneğinin arkasındaki epokayı yaşamam zor. Öyle bir gayret şimdi yok. İnşallah yakalanır. Yaşar Kemal’e kendi sözleriyle veda Cenaze merasiminin ardından Yaşar Kemal için Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde bir anma töreni yapıldı. Saygı duruşuyla başlayan törende konuşma yapılmasına izin verilmedi. Bu karar çarpıcı bir şekilde, “Bugün burada konuşmalara yer vermeyeceğiz. Hele hele nutuklara hiç yer yok!” diyerek duyuruldu. Kimse kürsüye çağrılmadı. Kürsüde Yaşar Kemal’in fotoğrafları ve bugüne kadar yazdığı kitapları vardı. Salon tamamen doldu. Törenin açış konuşmasını Zeynep Oral yaptı, ardından Nebil Özgentürk’ün yazarın hayatını anlattığı belgesel gösterildi. Daha sonra ise “Bugün burada sadece Yaşar Kemal söz alacak.” denilerek, Tilbe Saran, Meltem Cumbul, Selçuk Yöntem ve Cihan Ünal sahneye davet edildi. Yakalarında bir tek kırmızı gülle sahneye çıkan sanatçılar yazarın eserlerinden ve konuşmalarından bölümler okudu. ‘Yaşar Kemal’e Kendi Sözleriyle Veda’ adı verilen programda zaman zaman Yaşar Kemal’in kendi sesinden sözleri ekrana yansıtıldı. Çocukluğu, ilk gençliği, gazeteciliğe başlaması, İnce Memed, Yağmurcuk Kuşu, Bu Bir Çağrıdır... Hepsi kendi dilinden... İdil Biret, de Chopin’in Bir Numaralı Baladını Yaşar Kemal için seslendirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder