8 Ocak 2016 Cuma

Büyüdük, ayrı eve çıkıyoruz :)

Yaklaşık bir yıl önce Zaman Gazetesi bünyesinde yayın hayatına başlayan Püff Mizah Dergisi, önümüzdeki hafta çarşamba gününden itibaren her hafta aynı gün bayilerdeki bağımsız uçuşuna başlayacak. İçerik de buna göre yeniden şekillendirilecek. Derginin editörü Abdullah Yavuz Altun ile bir yıllık süreci, okur tepkilerini ve bağımsız Püff'ü konuştuk.

Püff bir mizah ekiyken yenilenmiş bir içerikle piyasaya çıkmaya hazırlanıyor. Buna neden gerek duyuldu?

Yolun başındayken de düşündüğümüz bir şeydi zaten. “Önce gazetede rüşdünüzü ispatlayın bakalım” dediler. İspatladık mı, ispatlamadık mı emin değilim. Ama en azından 16 sayfa klasik mizah dergisi formatında bir şeyler yapabileceğimiz noktaya geldik. Bir yılın ardından da ayrı eve çıkalım, dedik. Okurla daha sıkı fıkı oluruz, diye düşünüyoruz.

Piyasada güçlü rakipleriniz var. Dergi, bu yarışın neresinde olacak?

Piyasadakiler rakiplerimiz olmanın ötesinde, amcamız dayımız kıvamındalar. Biz daha bir yıldır çıkıyoruz. Tamam, çizerlerimiz arasında benim yaşım kadar mizah dergilerinde çizen ağabeylerimiz var ama gene de bu ekip bir yıldır bir arada. “Rakip” dedikleriniz, imbikten geçerek, yıllarca belli bir standardı tutturarak oraya gelmişler. Biz henüz üst lige yeni çıkmış bir futbol takımıyız. İnşallah iyi top oynar, alkış alırız. Zamanla çok iyi işler çıkacağını düşünüyorum.

Peki, içerik? Mizah dergisi olarak yola devam mı, yoksa okuru yenilikler bekliyor mu?

Hikâyeler anlatmak istiyoruz daha çok. Sokaktan, hayatın içinden. İnsanların görünce “Aaa ben de bunu yaşıyorum” diyeceği şeyler. Tabii bunun yanında klasik mizah unsurları da var, şimdiki Püff'te olduğu gibi. Yazı ağırlığını artırıyoruz. Ayrıca röportaj da olsun istiyoruz. Geleneksel medyada da olmayan türde röportajlar… Doktorla, manavla, kasapla... Mesela bir doktora gidip, sizi en çok uğraştıran hastanız nasıl biriydi diye sormak, meslekle alakalı insanların genelde görmediği şeyleri görmek istiyoruz.

Diğer dergilerde olduğu gibi Püff'te de tanınmış, ‘ünlü' isimler olacak mı?

Yeni üretilmiş bir formül o. Ünlü isim yazsa bile müstearla filan yazarmış eskiden. Ama ünlülere kapımız açık, gelmek isterlerse “Yok, yazma!” demeyiz. Tabii katı kurallarımız var, öyle her yazıyı beğenmiyoruz.

Bir yıla yakın mizah eki çıkardınız, mizahın fonksiyonu ne?

Eskiden beri mizah dergisi okurum. Bir yıldır da bu işin mutfağındayım. Şahsen benim için mizah, bir meseleye farklı bir bakış demek. Gerçekten bakış açısını değiştiren, hayatta absürt bir nokta yakalayan mizahçıları seviyorum. “Burada zekice bir şey var” hissi benim için ön planda. Tabii herkes böyle bakmıyor. Kimisi için mizah sadece gülmek için var. İnsanlar rahatlamak için mizah dergisi alıyor galiba. Son dönemde politik mizahın yeri başka, içimiz dışımız siyaset olduğu için gündemdeki konularla ilgili mizah çok ilgi çekiyor. Mizah, bir de böyle anlatalım bakalım, dediğiniz noktada ortaya çıkan bir ihtiyaç. Anlaşılamamaktan mustariplerin avuntusu kısaca.

Peki, bu bir yıllık süreç size neler öğretti?

Gazeteciliğe başlarken hayallerim arasında bir mizah dergisine editör olmak yoktu. Ama böyle bir teklif gelince de, “Neden olmasın ki?” dedim. Mizah ve dergicilikle ilgili ayrı ayrı yeni şeyler öğrendim, öğreniyorum. Üretmesi hayli zor bir şey mizah. Tekrara düşme riski yüksek. Politik mizah belki daha kolay Türkiye'de, malzemesi bol. Ama gündelik hayatın mizahını yapmak giderek zorlaşıyor. Hele ki sosyal medyada her şey alabildiğine hızlı bir şekilde tüketilirken…

Bu sürede siz o izleyicinin ruhunu yakaladığınızı düşünüyor musunuz?

Satışlardan belli olacak ruhu yakalamış mıyız, yakalamamış mıyız. Mizah, ilgi çekici bir araç. O ilgiyi çekip gerçekten de insanların hoşuna gidebilecek şeyler anlatabilirsiniz. Türkiye'deki kültür tüketicisi biraz maymun iştahlı. Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul'da yaşamış İngiliz bir kadının günlüğünü okumuştum. Belki haftalar sonra ilk kez bir The Times gazetesi okuyor, “Eski bir dostla karşılaşmak gibiydi” diye not düşmüş günlüğüne. Bu derece sadık bir okur kitlesine Türkiye'de henüz pek rastlamadım. Zaman gibi duygudaşlık kurabilen gazetelerin bir miktar var ama bu bağlar kolay eskiyebiliyor. Mizah dergileri, insanların çok yakın dostları olabilecek yayınlar. Kendilerini bulabilirler orada. Tabii yayıncıların da çok çalışması gerekir bu konuda.

Okur Püff'e nasıl ulaşacak?

Püff gazete bayilerinde satılacak. Ayrıca Zaman aboneleri, gazeteleriyle birlikte Püff'ün de gelmesini isteyebilirler. Okurlarımız puff@zaman.com.tr adresinden bize ulaşabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder