15 Şubat 2014 Cumartesi

Mektubat çıktı, sırada Asa-yı Musa var

Risale-i Nur Külliyatı’nı, bu eserleri aslından okumakta zorlanan kesimlerle de buluşturmak amacıyla Ufuk Yayınları’nın başlattığı sadeleştirme çalışmalarında yeni bir dönemeç daha dönüldü.Yayınevinin, Lemalar ve Sözler’den sonra yayına hazırladığı Mektubat ile birlikte artık külliyatın dört temel kitabından üçü, geniş kitlelerin istifadesine sunulmuş oldu. Yayınevi yetkilileri, Şualar’ın da yayınlanmasının ardından, iman hakikatlerini farklı kesimlere de ulaştırma misyonlarının büyük ölçüde hayata geçmiş olacağını söyledi. Külliyatın ana kitapları kadar, derleme risalelerin de büyük ilgi ile karşılandığını ve şu ana kadar 11 farklı sadeleştirilmiş risalenin çıktığını belirten Ufuk Yayınları satış müdürü Sezer Karadağ, “2012 Ocak ayında yayımladığımız Lemalar 250 bin, 2013 Mart’ında çıkan Sözler ise 150 bin okura ulaştı. Keza, 2012 Şubat’ında çıkardığımız Küçük Sözler de 250 bini geçmiş durumda. Bu ay yayımlanan Mektubat’ın ilk baskısını 80 bin adet yaptık.” dedi. Okur ilgisinin sadece kitap ilk çıktığında değil, sürekli ve düzenli olduğunu belirten Karadağ, şöyle konuştu: “Bu da, eserlere ciddi bir ihtiyaç olduğunu ve bu ihtiyacın yenilendiğini gösteriyor.” Kitapların hedef kitlesinin Risalelerin dilini anlamakta zorluk çeken gençler ve yurtdışında yetişen Türkler olduğunu belirten Ufuk Yayınları editörü Seyfullah Özkurt ise eserlerin beklentilerini aşan bir ilgi gördüğünü ve çok sayıda tebrik ve teşekkür telefonu aldığını aktarıyor. Özkurt, “Bu kitaplar sayesinde namaza başlayan, kafasındaki sorulara tatminkâr cevaplar bulduğunu söyleyen kimseler, sadeleştirme çalışmasının başından beri en büyük motivasyon kaynağımız oldu.” diyor. “Hiç mi olumsuz tepki almadınız?” diye sorduğumuzda ise Özkurt, “Açıkçası, arayanların beşte biri kadarı, yaptığımız işi tasvip etmediklerini söyleyenlerden oluşuyor. Aslında bunların da önemli bir bölümü, bu eserlerin bu haliyle, daha önce ulaşılamayan büyük bir kitleye ulaştığını ve orada büyük hizmet ettiğini kabul ediyor, fakat eserlerin orijinal hallerinin korunması noktasında aşırı hassaslar. Bu, bizim de hassasiyetimiz ve onların bu hassasiyeti bizi, eserlerin orijinal hallerinin her zaman muhafaza olunacağı ve okunacağı noktasında mutmain kılıyor. Zaten biz de hiçbir zaman, eserleri orijinalinden okuyabilen kimselerin, sadeleştirilmiş risaleleri okumaya başlamalarını hedeflemiş değiliz.” diyor. Özkurt’un verdiği bilgiye göre, okuyucusuyla buluşmayı bekleyen sıradaki risale, Asa-yı Musa. “Bunun ve Gençlik Rehberi’nin bir an önce çıkmasını çok arzu ediyoruz.” diyen Özkurt, bu iki eserin, külliyatın sadeleştirilmesi çalışmasının ruhunu da en fazla yansıtacak kitaplar olduğunu düşünüyor. Şualar için ise okuyuculara biraz daha sabır tavsiye ediyor. KÜLTÜR-SANAT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder