10 Eylül 2015 Perşembe

Popüler dergilerin yükselişi

Türkiye'de pek az kişinin ilgilendiği ‘dergicilik gündemi'nde bu sıralar yeni bir tartışma var.

‘Dergicilik değişiyor mu? Dergiciliğin ekseni mi kayıyor? Edebiyat dergiciliği popüler dergiciliğe yeniliyor mu?' sorularının etrafında dönen bu tartışma, sınırlı sayıdaki ilgilisini aşıp geniş bir alana taşamıyor. Fakat dergi okuyan, takip eden, binbir emekle dergi çıkaranlar çoktandır ‘yaklaşan' bir tehlikeden söz ediyor. Haksız da değiller. Mizah dergileri bile hızla kan kaybediyor ve bazıları format değiştirme gibi yeni arayışlara girdi, haber dergileri neredeyse piyasadan silindi, kültür-sanat dergilerinin gardı yok olma derecesinde düştü, edebiyat dergileri ise bir bir kapanıyor, kalanlarsa idealist birkaç kişi sayesinde yaşıyor. Başta dağıtım sorunları, sosyal medya ile bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve insanların ‘kolay tüketilir' ürün peşinde koşması dergilerin sonunu getirecek sebepler olarak görülüyor.

Buna karşın hızla büyüyen, okur sayısını günden güne artıran, satış rakamlarıyla Türkiye ortalamasının çok üstüne çıkan dergiler de var ve bu dönemde iyiden iyiye serpilerek piyasaya hakim oldular. Şu anda Türkiye'nin en çok satan popüler dergileri OT, Kafa ve FİL. Aynı anda edebi, siyasi, politik ve sanatsal metinleri barındıran, şiir ve öykü yayımlayan, ışıltılı yazar kadrolarıyla dikkat çeken, sosyal medyanın diline hakim, daha çok gençlerin yazdığı ve okuduğu dergiler bunlar. Üçü de çok okunuyor, çok konuşuluyor ve tartışılıyor. Peki, nasıl oluyor da diğerleri kan kaybederken hatta kapanırken bu dergiler ilgi çekiyor?

POPÜLER YAZAR KADROSU

Dergicilikte yeni bir eğilim yükseliyor. Bu damarın öncüsü OT dergisi oldu. Sol, demokrat, muhafazakâr, liberal, İslamcı, feminist yazarların boy gösterdiği dergi, yayımlanmaya başladıktan kısa bir süre sonra geniş bir okur kitlesine ulaştı. Tam bu sırada OT'a rakip olabilecek ‘Deve' çıktı ama onun yakaladığı başarıyı yakalayamadı, kısa sürede silinip gitti. OT'un ardından da Kafa ve FİL dergileri geldi.

Bir yenilik de spor dergiciliğinde yaşanıyor. Can Yayınları'nın çıkardığı Socrates, spora edebiyat ve estetiğin dilini de kattı. Yakınlarda çıkan Fitbol dergisi ise klasik spor dergilerinden farklı, kültürel altyapısı olan bir dile sahip.

Bütün bu yeni nesil dergilerin ortak özelliği, adeta bir dil devrimi yapmış olmaları. Edebiyattan beslenen, muhalif, aynı zamanda eğlenceli, kıvrak bir dil... Dergicilik camiasında şimdilik fısıltıyla konuşulan bir bilgiye göre başka gruplar da benzer dergi yayıncılığı için kolları sıvamış durumda. Böyle bir değişim ve dönüşüme ihtiyaç olduğunu söyleyenler çoğunlukta.

Bu yeni nesil dergilerde, ‘uzun yazıları kimse okumaz' klişesini yerle bir edecek şekilde uzun metinler yayımlanıyor. Bazısı çok da göze batmayan sade bir tasarım ve üçüncü hamur kâğıtla piyasaya çıkıyor ve en çok kapaklarıyla dikkat çekiyorlar. Yazar kadroları da oldukça renkli. Edebiyatçılara, senaristlere, sinema aktörlerine, televizyonculara, dizi oyuncularına ve mahkûmlara aynı anda sayfalarında yer veriyorlar. Her birinde toplumun geniş kesimlerinin tanıyabileceği isimler yazıyor. İclal Aydın, Sunay Akın, Ataol Behramoğlu, Metin Uca, Rıdvan Akar, Tarkan, Teoman, Cem Yılmaz, Murat Menteş, Dücane Cündioğlu, Ertuğrul Mavioğlu, Gündüz Vassaf, Adalet Ağaoğlu, Nevşin Mengü, Mesut Yar, Aslı Erdoğan, Karin Karakaşlı gibi isimler bu dergilerde imzası olan ünlü isimlerden bazıları.

‘OKURUN BEKLENTİSİ VE DİLİ DEĞİŞTİ'

Temmuz sayısıyla yayın hayatına son veren Sarnıç Öykü Dergisi'nin Yayın Yönetmeni Faruk Duman, Zaman'a verdiği röportajda derginin neden kapanmak zorunda kaldığını ve ‘yeni dergilerin' neden tuttuğunu anlatmıştı. Duman, “Özellikle zamanın, genç okurun ruhunu yakalayabilen dergiler çok iyi, çok dikkatli takip ediliyor ve çok okunuyor. Dolayısıyla son on yıldan bu yana, edebiyat dergiciliği dahil, okurun hem görsel, hem içerik hem de dil bakımından tavrı, tarzı beklentisi ve okurun kendi dili çok değişti. Bir bakıma, aslında bu okurun, genç kuşağın hayat anlayışı, bu yeni dergileri doğurdu.” demişti. Geçen ay ilk sayısı yayınlanan Öykülem dergisinin yayın kurulundan Eyüp Tosun ise klasik edebiyat dergiciliğinin evrilmeyeceği görüşünde. OT, Kafa, FİL gibi dergilerin, ‘bambaşka bir yolda ilerleyen ve klasik manada değerlendirilemeyecek' dergiler olduğunu belirten Tosun, “Onların dergiciliği onlara bizim dergiciliğimiz bize.” diyor.

Kısa sürede okura ulaşıp büyük başarı yakalayan yeni nesil dergiler, başarılarının sırrı üzerine konuşmak istemiyor. Mail yoluyla ulaştığımız Kafa dergisinden ilginç bir cevap aldık. ‘Kurum olarak herhangi bir gazeteye görüş verilemeyeceği' ifade edildi. OT dergisi ise ‘yetkili kimse yok' cevabını vermekle yetindi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder