17 Ekim 2014 Cuma

Kütahya’nın Sıtkı’sı, bir de türküleri...

Kütahya'nın Türk kültür hayatına en büyük iki armağanı, Sıtkı Olçar çinileri ile Hisarlı Ahmet türküleri, dün akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir araya geldi. Sıtkı Olçar ve "Sıtkı II" markasıyla babasının geleneğini sürdüren Nida Olçar'ın eserlerinden oluşan sergi, 19 Ekim Pazar gününe kadar ziyaret edilebilir.Tarihi bin yılı aşan çini sanatının günümüzde bilinen en önemli ustası Sıtkı Olçar, 15 Kasım 2010'da Hakk'a yürüdüğünde arkasında kıymeti ölçülmez bir imza ve sayısız eser bıraktı. Öyle ki, çini ve seramik sanatına yaptığı hizmetlerden ötürü UNESCO, büyük ustaya sağlığında ‘Yaşayan İnsan Hazineleri' unvanını verdi. Eserleri dünyanın en önemli merkezlerinde sergilendi ve onlardan bazıları da özel koleksiyon ve müzelere katıldı. Olçar'ın vefatından bu yana artık eserleri satılmıyor, sergilenmek ve gelecek kuşaklarla buluşmak üzere kalıcı müzesini bekliyor. Şimdi Olçar'ı yeniden gündeme getirmemizin sebebi, onun eserlerinin İstanbul'a konuk olması. Cemal Reşit Rey Konser Salonu “Ustalar ve Yöreler” başlıklı kültür-sanat programı dizisinde Kütahya yöresini temsil eden bir sergi ve bir konser düzenledi. Sergi, tahmin edileceği üzere Sıtkı Olçar'ın eserlerini içeriyor. Fakat dün akşam açılan sergi bununla sınırlı değil, Olçar'ın ekolünü sürdüren ve babasının izinde eserlerini ‘Sıtkı II' olarak imzalayan, kızı Nida Olçar'ın eserleri de sergide yer alıyor."BABAMIN İSMİNİ ZİRVEDE TUTMAYA ÇALIŞIYORUM"Atlar, kuşlar, ördekler, balıklar; duvar süsleri ve biblolar... Çininin o büyülü dünyasında baba kızın hayal gücüyle yoğrulmuş, pişmiş, renklenmiş, ışıltısıyla göz dolduran tam 80 eser. Bunlardan 40 tanesi Sıtkı Usta'nın geçmişi 30 yıla uzanan eserleri, diğerleri de Nida Olçar'ın, nam-ı diğer ‘Sıtkı II'nin 7 yıla sığdırdığı eserler. “Ben şimdilik bayrağı yeni devraldığımı düşünüyorum. Kendimi asla bir sanatçı olarak değerlendirmiyorum. Sıtkı Usta'nın atölyesini ve ismini yaşatan ve bayrağını zirvede tutan kızı olarak yola devam ediyorum.” diyor Nida Olçar. “Geçmişten Günümüze Sıtkı Olçar ve Nida Olçar Çini Sergisi”nin önemi ise Olçar'ın vefatından sonra gerçekleştirilen -o yıl Çırağan Sarayı'nda düzenlenen Usta'nın yarım kalan projesi ‘Çeşmeler'i saymazsak- ilk sergi. Haftaya da Sıtkı Usta'nın Ayasofya'daki mozaiklerden birebir esinlenerek 10 yıl önce yapıp depoya kaldırdığı eserleri Kapadokya bölgesinde sergilenecek. O sergiden iki eser de CRR'de yer alıyor.HİSARLI AHMET TÜRKÜLERİDün akşam açılışı yapılan serginin ardından, saat 20.00'de, Kütahya'nın yetiştirdiği en önemli halk müziği ustalarından Hisarlı Ahmet'in (1908-1984) eserlerinden oluşan bir de konser gerçekleştirildi. “Elif Dedim Be Dedim”, “Kütahya'nın Pınarları”, “Ben Kendimi Gülün Dibinde Buldum” ve “Feracemin Ucu Sırma” gibi onlarca türküyle adeta Kütahya'nın ses varlığı olan Hisarlı Ahmet'in eserlerini Nursaç Doğanışık ve Celal Bakar seslendirdi. Nida Olçar: Kalıcı müze bürokratik engellere takıldı “Ben kendi imkânlarım dahilinde geçici bir müze yaptım. Bunda da bürokratik engellerle karşılaşıyorum. Örneğin karayolları müzenin tabelalarını kaldırmak istiyor ya da gelip müzenin önüne kocaman bir karayol tabelası asılıveriyor. 30 yıldır orada olmayan bir yol levhası müzenin önüne dikiliverdi bir anda. Babam vefat ettiğinde kalıcı müze için o zamanki Başbakanımız bir talimat vermişti yerel yöneticilere. Bir dönem önceki belediye başkanıyla bir protokol imzaladık. Bu yaz yerel seçimler yenilenince, başkanımız değişti ve bir anda öğrendik ki, Sıtkı Usta Müzesi satılığa çıkartılmış. Zaten üç yıldır bunun açılması için bekliyoruz. Eserler deşifre edildiği için, 3,5 yıldır hırsızlığa karşı önlem almak ve eserleri korumak için 4 ayrı ev kiralamak zorunda kaldım. Benim için büyük bir maddi külfet. Yazışmalar sonunda satıştan geri çektiler evi. Şimdi müzeyi tekrar açmamızı istiyorlar fakat belediye Kültür Bakanlığı'na müracaat yapmamış. Açılması en az 1,5 yıl sürer, benim artık buna maddi olarak dayanma gücüm yok.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder