17 Aralık 2014 Çarşamba

Filozof Platon da Didem’i severdi

Geçen hafta Ege Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı’nın ev sahipliğinde edebiyatımızın önemli şairlerinden Didem Madak için bir anma sempozyumu düzenlendi.Etkinlik için, bir sanatçı odağında düzenlenen, son yılların en nitelikli buluşmalarından biriydi denebilir. İki gün boyunca sevilen şairi bir an olsun yalnız bırakmayan okurları, akademisyenler, edebiyatçılar, ailesi ve dostları şairin hem yaşamına hem de şiirine dair derinlikli, içten, hakikatli konuşmalar yaptı. Belleklerden uzun süre silinmeyecek sempozyumda şairin değerli dostları Müjde Bilir ve Zeynep Köylü’nün konuşmaları duygusal anların yaşanmasına neden olurken okurların şairin şiirleriyle kurduğu bağı derinleştiren hassasiyetleri zenginleştirdiler de.Şairin çok boyutlu, renkli, güçlü kişiliği ve şiirleri iki gün boyunca gerçekleştirilen panellerde disiplinlerarası bir bakışla etraflıca değerlendirildi. Genç akademisyenlerin tazelik kokan heyecanları denebilir ki sempozyuma damgasını vurdu. Esra Yalazan, Riitta Cankoçak ve Neşe Yaşın’ın neredeyse kendileri şiire yaklaşan sunumları; Zeynep Direk, Necmiye Alpay, Nazmi Ağıl, Asuman Susam, Mahmut Temizyürek, Osman Konuk, Şükran Yücel ve Orhan Kahyaoğlu’nun dikkat çekici bildirileri, Didem Madak şiirine özenli yaklaşma çabaları okurların belleklerinde şairin şiirlerinin yanındaki yerlerini çoktan aldı.Sempozyumun unutulmayacak anlarından biri Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı ve Felsefe Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Solmaz Zelyüt’ün açılış konuşmasıydı. ‘Platon Didem’i Severdi’ başlıklı konuşma felsefenin şiirle bağını etkileyici bir dille kurarken Didem Madak’ın şiirlerinden yola çıkarak şiir ortamının uzun süredir unuttuğu felsefe şiir iç içeliğini, yakınlığını bize anımsatmış da oldu.İki günün sonunda gerçekleşen kapanış oturumu şiirden umudu kesmemenin insandan umudu kesmemek olduğunu bize bir kez daha duyurdu. Didem Madak’ın yayıncısı Semih Sökmen’in konuşması merkezine yalnızca şairini almamıştı. Sökmen, şiir yayıncılığı, akademi-edebiyat dünyası sac ayağında sempozyuma baktığında gördüklerinden duyduğu memnuniyeti aktardı. Prof. Dr. Dilek Direnç’in kavramsal çerçevesini kanon ve kanon-dışılıkla ilişkilendirdiği akademik konuşmasını Eski Edebiyat kürsüsü ve aynı zamanda Kadın Çalışmaları öğretim üyesi Doç. Dr. Şerife Yalçınkaya’nın sunumu takip etti. Yakın bir zamanda kaybettiğimiz değerli kültür insanı, şair, akademisyen Prof. Talât Halman’ı da bir şiiriyle anan Yalçınkaya özellikle akademik çabadaki yerliliğin gücünü göstermesi gerektiğine, bu sempozyumun bu anlamda da önem taşıdığına vurgu yaptı.Şiir ve şair insanları ortak bir paydada hâlâ buluşturabiliyordu. İşte gelecekten umudu kesmemek için şiir vardı, şair vardı. Şiirin ve şairin hası varsa o kıymeti bilebilen okurlar da vardı. Şiirin öldüğünü hükmedenler bir kez daha düşünmeli. Hiç kimselere ve hiçbir şeye borcu olmayan şiirlerin şairi yaşıyor işte. Hep yaşayacak. Ümitvar olmak için iyi bir neden size: Şiir ve Didem Madak....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder