16 Ocak 2015 Cuma

Leviathan’ı yakalayabilir misin?

Andrey Zvyagintsev’in yönettiği Leviathan, temelde basit, detaylarda ise karmaşık ve katmanlı bir hikâyeye sahip. Usta yönetmen, çürümüş bir sistemin içinde hiçbir ferdin ya da kurumun ayakta kalamayacağını savunuyor.Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’i ilgiyle takip edenler, günün birinde onun dinî-politik bir başyapıt çekeceğini biliyordu. İlk filmi Dönüş (2003) ile Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan aldığında vakit kaybetmeden ‘Yeni Tarkovski’ ilan edilen Zvyagintsev’in beklenen başyapıtı dördüncü adımda geldi. Leviathan, temelde basit, detaylarda ise karmaşık ve katmanlı bir hikâyeye sahip. Rusya’nın kuzeyinde, Barents Denizi kıyısında bir kasabada yaşayan Nikolay’ın bürokrasi ile girdiği mücadeleyi izliyoruz. Araba tamircisi Nikolay (Aleksey Serebryakov), eşi Lilya (Elena Lyadova) ve oğluyla birlikte sahildeki evinde yaşayıp giderken, Belediye Başkanı Vadim (Roman Madyanov) onun arazisini satın almak ister. Nikolay, satmak istemeyince bürokrasinin ve iktidarın acımasız yüzüyle karşılaşır. Hukukî yollara başvuran Nikolay, Moskova’daki avukat arkadaşı Dmitriy’yi (Vladimir Vdovichenkov) yardıma çağırır. Ne var ki, çürümüş bir sistemin karşısında ayakta kalmak hiç kolay değildir... Leviathan, İncil’deki Hz. Eyyub kıssasının modern bir uyarlaması. Eski Ahit’te, rahatsız edildiği vakit kontrol edilemeyen deniz canavarı olarak tasvir edilen Leviathan, balinaların ‘atası’ kabul ediliyor. Thomas Hobbes’un 1651 tarihli aynı adlı eserinde bu canavarı devletin metaforu olarak kullanılır. O dönem İngiliz İç Savaşı gözetilerek yazılan eser, ‘canavarın’ nasıl kontrol edileceğini sorgular. Hobbes, siyaset ve din üzerindeki gücün tek elde toplanmasını savunur. Başka bir deyişle canavar, ancak sınırsız gücü olan bir muhafıza tabi kılınırsa kontrol edilebilecektir! BANA YOZLAŞMANIN RESMİNİ ÇİZ Hobbes’a göre bireyler tüm haklarını devlete devrederse büyük Leviathan ortaya çıkar. Bu da devletin canavarlaşması demektir. İncil’in Eyyub (Job) bölümünde ise Leviathan’ı yenmenin imkânsızlığı şu ifadelerle anlatılır: “Leviathan’ı çengelle çekebilir misin? / Dilini halatla bağlayabilir misin? / Burnuna sazdan ip takabilir misin? / Kancayla çenesini delebilir misin? (...) Derisini zıpkınlarla, / Başını mızraklarla doldurabilir misin? / Elini üzerine koy da, çıkacak çıngarı gör, / Bir daha yapmayacaksın bunu / Onu yakalamak için umutlanma” (Eyüp 41, 1-9) Din ve iktidar, Andrey Zvyagintsev filmlerindeki karakterleri bir gölge gibi takip etti şimdiye kadar. Bu gölgeler Leviathan’da gün ışığına çıkıp ete kemiğe bürünüyor ve belediye başkanı, bürokrat, papaz, polis, ev kadını, avukat vs. olarak görünüyor. Çürümenin resmini çiziyor Zvyagintsev. Rus Ortodoks Kilisesi’ni, siyasetin kirli yanlarını meşrulaştıran bir kurum olarak resmederken, her alanda çürümenin yaşandığı bu sistemde hiçbir ferdin ya da kurumun ayakta kalamayacağını savunuyor. Çürüyen, sadece eskisi ve ‘yeni’siyle devlet değildir. Yozlaşmanın ‘fetvacısı’ ve ortağı konumundaki kilise, bürokrasi karşısındaki insana boyun eğmeyi telkin ederken, devlete ise gücü ve iktidarı sıkı sıkıya tutmasını tembihler. Yabancısı değiliz; dinin, siyasetin emrinde araçsallaşarak özünden uzaklaşmasının arızalarını birkaç nesildir biz de yaşıyoruz. Andrey Zvyagintsev, önceki filmlerinden farklı olarak hikâye anlatımına ağırlık veriyor, kurgu da buna göre şekilleniyor. Leviathan, güçlü senaryosu, Çehovyen atmosferi ve diyaloglarının yanı sıra görsel yetkinliğiyle de yönetmenin filmografisinde üst sıraya yerleşiyor. Piknik ve mahkeme bölümleri, belediye başkanı ile başpapazın diyalogları gibi akıldan çıkmayacak birçok sahne var filmde. Oyuncuların her biri kendine ayrılan alanda mükemmel bir kompozisyon çıkarıyor; Belediye Başkanı Vadim rolünde Roman Madyanov ise diğerlerinden bir adım önde. Son bir not: Leviathan’da olaylar Rusya’da geçiyor. Yönetmen ise hikâyenin ABD’de yaşanan bir olaydan esinle yazıldığını söylüyor. Fakat “Allah şirk, devlet şerik kabul etmez.” diyen, “Biz olmasaydık sizler olmazdınız.” yollu tehditlerle vatandaşını hizaya getiren yöneticilerin olduğu bir ülkenin vatandaşları olarak bizler de pekâlâ Leviathan’ı kendi hikâyemiz gibi izleyebiliriz! HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder