16 Mayıs 2014 Cuma

Kömür karası çaresizlik

Kaybettiğimiz maden işçilerinin hatırasına saygının gereği bugün sinema sayfamızda ‘Haftanın Filmi’ eleştirisi yok. Haftanın değil yılın, on yılların ve madencilik tarihimizin en müessif faciasına hürmeten sinema sayfamız maden işçilerinin dramını anlatan filmlere ayrıldı. Söylenecek hiçbir söz boğazımıza gelip oturan düğümü çözmeyecek, geride kalanların acısını teselli edemeyecek.Onları Ramazan ayında televizyon ve gazete haberlerinde görürüz. “Yerin metrelerce altında sahur/iftar yaptılar” haberleri için yılda bir kez maden işçilerine mikrofon uzatılır. Ramazan zamanı gündem sayfalarını ve ana haber bültenlerini ‘renklendirmek’ için basının dikkatine ‘mazhar’ olan maden işçileri, sair zamanlarda ise ancak ölüm haberleriyle medyada yer bulabiliyor. Son birkaç gündür tekrar ettiği gibi…Soma’daki maden faciası, bizden alıp götürdüğü canlar itibarıyla ne yazık ki ‘tarihî’ bir olay olarak kayda geçti. Gözümüzde yaşlar, boğazımıza düğümlenen kelimelerle dua etmekten ve utanmaktan başka bir şey yapamıyoruz. “Dicle kenarında otlayan kuzulardan” bile kendini mesul hisseden yöneticilik anlayışından “Bunlar işin doğasında var.” noktasına savrulduğumuz gerçeğinin çaresizliğiyle baş başayız. Bu tür olayların öncesinde ve sonrasında iradesini ortaya koymayan idarecilere, sorumlulara, taşeron sistemindeki adaletsizliklere karşı çaresizlik belimizi büküyor. Belki birkaç hafta sonra öfke patlamalarımız da geçecek. Ancak hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya koyulmak, ‘rutin’lerimize devam etmek vicdana sığmıyor.Kaybettiğimiz maden işçilerinin hatırasına saygının gereği bugün sinema sayfamızda ‘Haftanın Filmi’ eleştirisi yok. Haftanın değil yılın, on yılların ve madencilik tarihimizin en müessif faciasına hürmeten sinema sayfamız maden işçilerinin dramını anlatan filmlere ayrıldı. Söylenecek hiçbir söz boğazımıza gelip oturan düğümü çözmeyecek, geride kalanların acısını teselli edemeyecek. Ancak, kömür karasına bulanmış yüzleriyle helal rızkının peşinde koşan bu insanların aziz hatırasına hürmeten, insan olmanın utancını sırtımıza yüklenebiliriz belki…Maalesef yıllar içinde yaşanan onca faciaya rağmen, sinemamızın maden işçilerinin dramına yeterince eğilmediğini söylemek zorundayız. Bu yıl 100 yaşını dolduran Türk sinemasında ‘kömür karası’ hayatları konu alan bir elin parmakları sayısınca film var. Bunlar arasında ‘Maden’ filmi, bütünüyle bu konuyu esas alan, başka bir hikâyeye eklemlemeden, merkezine maden işçilerinin sorunlarını alan tek film. Diğerleri ise madeni mekan ya da madencileri yan unsur olarak hikâyeye dâhil ediyor.‘Karaelmas’ şehrindeki yabancıSinemamızda ‘maden filmleri’nin ilk örneği olan Halit Refiğ’in yönettiği 1962 yapımı ‘Şehirdeki Yabancı’ filmi, Zonguldak’taki maden ocağında çalışan Aydın’ın yaşadıklarını anlatıyor. “Memlekete faydalı” bir insan olması için İngiltere’de okutulan maden mühendisi Aydın, doğduğu şehir Zonguldak’ta çalışmaya başlayınca ilk iş, maden direklerinin çürüklüğünü bildirir. İşadamı, gazeteci ve siyasetçiden oluşan üç kötü karakter, Aydın’la dalga geçer: “Bizim mühendis, memleketi değiştirecekmiş demek!” ‘Partici’ işadamı Mustafa Bakırcı, çürük malzeme kullanmıştır direkleri yaparken ve bu yüzden bir göçük olur. Mühendis Aydın, safça bir soru sorar: “Anlayamıyorum, parti menfaatleri insan canından daha mı üstün?” Göksel Arsoy, Nilüfer Aydan, Reha Yurdakul, Ali Şen ve Erol Taş’ın oynadığı filmin senaryosu Vedat Türkali’ye ait.‘Burada cinayet işleniyor!’Türk sinemasında maden işçilerinin ağır çalışma şartlarını ve sorunlarını en çarpıcı şekilde anlatan, Yavuz Özkan’ın yönettiği 1978 yapımı ‘Maden’ filmidir. Cüneyt Arkın ile Tarık Akan’ın, İlyas ile Nurettin adlı iki madenciyi oynadığı filmde maden ocağında gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için imza toplanır. Madendeki sorunların konuşulduğu bir toplantıda İlyas, madenin yöneticisine imzaların akıbetini sorar. Aldığı cevap “Gene bozgunculuk yapıyorsun İlyas!” olur. İlyas ‘kader arkadaşlarına’ dönerek onlara seslenir: “Arkadaşlar! Burada cinayet işleniyor. Yeterli tedbir alınsa ölenlerimizin %90’ı kurtulurdu.” İlyas’ın hışmından ‘sendika ağaları’ da payını alır. Ancak bir süre sonra İlyas, göçük altında kalır.Madenci şairlerBu yıl Oscar yarışında Türkiye’yi temsil eden ‘Kelebeğin Rüyası’, genç yaşta hayatını kaybeden iki ‘kayıp’ şairin, Muzaffer Tayyip Uslu ile Rüştü Onur’un iç burkan öyküsünü anlatmıştı. Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği film, Zonguldak’taki kömür madeninde çalışan iki şairin, şiir ve hastalık dolu dünyalarına odaklansa da, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında madende çalışmayı zorunlu kılan ‘Mükellefiyet Kanunu’nu gündeme taşıyan açılış sahnesiyle ‘maden filmleri’ kategorisine girmeyi hak ediyor.‘Yük’ü ağırdır madencilerin‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ ile mevsimlik tarım işçilerinin dramını perdeye taşıyan usta yönetmen Erden Kıral, 2012 yapımlı ‘Yük’te iki maden işçisi arasındaki gerilime odaklanmıştı. Film, bir cinayet sonrası yaşanan suçluluk duygusunu konu alan psikolojik gerilim türünde olsa da, özellikle madencilerin işyerindeki hallerini bütün çıplaklığıyla verdiği, maden sahneleriyle sinemamızda ayrıcalıklı bir yere sahip. İki maden işçisini oynayan Nadir Sarıbacak ile Tansu Biçer ise performanslarıyla filmin değerini artırıyor.Mühendisler de kıskanır1930’ların Zonguldak’ından bir kesit sunduğu ‘Kıskanmak’ (2009) filmiyle Zeki Demirkubuz da maden ocağına inenlerden. Nahid Sırrı Örik’in aynı adlı eserinden uyarlanan film, açılışındaki Cumhuriyet balosu sahnesi ile dönemin karakteristik özelliklerini ortaya koyar. İstanbul’dan bu ‘sıkıcı’ kömür kentine gelen maden mühendisi Halit, eşi Mükerrem ve kız kardeşi Seniha arasındaki gerilimli ilişkiye odaklanan filmin az sayıdaki maden sahneleri ise görülmeye değer.1860 Fransa’sında da olmuş!Fransız yönetmen Claude Berri imzalı ‘Germinal / Tohum Yeşerince’ (1993), Başbakan’ın Soma’daki facianın ‘doğallığına’ vurgu yaparken verdiği dünyadaki örnekleri teyit eden bir film! 1860’lar Fransa’sında yaşanan bir maden trajedisini konu alan yapım, Emile Zola’nın ünlü eserinden yapılan uyarlamaların en iyisi. Gerard Depardieu’nun oynadığı film, Kuzey Fransa’daki küçük bir maden kasabasındaki maden işçilerinin çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla başlattığı grevi perdeye taşıyor. -Kitabı okumayanlar için- filmin sonu hayli trajik bir şekilde noktalanır.Dünyadan 10 maden filmiDiri Gömülenler /Ace in the Hole (1951 / ABD)The Molly Maguires (1970 / ABD)Ariel (1988, Finlandiya)Germinal (1993 / Fransa)Ekim Düşü /October Sky (1996 / ABD)Çok Geç /Prea Tarziu (1996 / Romanya)Billy Elliot (2000 / İngiltere)Kör Boşluk /Mang Jing (2003 / Çin)Tek Başına /North Country (2005 / ABD)İnce Buz, Kara Kömür /Bai Rin Ya Huo (2014 / Çin)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder