30 Mayıs 2014 Cuma

Masallar hep eksik anlatılır

Disney yapımı ‘Malefiz / Maleficent’, Grimm Kardeşler’in Uyuyan Güzel masalını, madalyonun diğer yüzünü çevirip yeniden anlatıyor. Görsel ve estetik atmosferiyle dikkat çeken film, masalda bir yan karakter olan kötü kalpli peri Malefiz’i merkeze taşımakla yetinmeyip kadın karakterleri masaldakinden daha güçlü resmediyor.Masallar aceleye gelmez, hatta bazıları hiç bitmesin isteriz. Masalı tekrar tekrar dinletecek olan ise anlatıcıdır. Ondan beklenen, çok dinlediğimiz bir masalı bile hiç bilmediğimiz bir şey anlatır gibi anlatmasıdır. Yeni kelimeler, şaşırtıcı benzetmeler, bambaşka bir atmosfer, hiç duymadığımız isimler... En önemlisi de hayal dünyamızın duvarlarını yerle bir eden olağanüstülükler diyarı.Şehrazat’ın ‘ömrünü uzatan’ da masal anlatma hüneri değil miydi? Bir gecede canından olacakken, tasvirleri ve teşbihleri ile olağanüstülükleri doğallaştıran dili ve şaşırtıcı üslubu sayesinde Şehriyar’ı 1001 gece ‘oyalamasındaki’ başarıyı görmezden gelemeyiz. Grimm Kardeşler’in 17. yüzyılda derlediği masallar, benzer bir başarının Batı’daki izdüşümüdür. Tabii ki anlatım tekniği, olay örgüsü, kurgusu ve hikâye yapısı bakımından 1001 Gece Masalları ile Grimm Masalları arasında önemli farklılıklar var. Onları ehline havale edip Grimm Kadeşler’in derlediği Uyuyan Güzel masalının sinemadaki yeni uyarlaması ‘Malefiz / Maleficent’e geçelim.‘Malefiz’, masalda bir yan karakter olan kötü kalpli periyi merkeze taşıyarak Uyuyan Güzel masalını yeniden anlatıyor. Siyah kanatlara sahip güzel bir peri olan Malefiz, periler ve yaratıklarla dolu orman krallığında huzurlu bir hayat sürer. Küçük yaşta, Stefan ile tanışır ve birbirlerini severler. Ne var ki Stefan, hırslarının peşine düşer ve Malefiz’i unutur. Yıllar sonra Malefiz’in karşısına tekrar çıktığında ise Stefan’ın ‘gizli bir ajandası’ vardır. İntikam isteyen Malefiz, Stefan’ın yeni doğan çocuğu Aurora’ya büyü yapar. Buna göre, Aurora 16. yaşgününde bir iğne batması sonucu sonsuz bir uykuya dalacak ve büyüyü Aurora’yı gerçekten seven biri bozabilecektir.ŞEFKAT, AŞKTAN ÜSTÜNDÜR!‘Malefiz’in anlatıcısı, yönetmeni Robert Stromberg. Avatar (2009) ve Alis Harikalar Diyarında (2010) filmleriyle Oscar alan sanat yönetimi ekibinin üyesi. Ayrıca Muhteşem ve Kudretli Oz (2013) filminin yapım tasarımcısı. İlk yönetmenlik tecrübesinde Stromberg, masallar âlemine ne kadar vâkıf olduğunu gösteriyor. Kurduğu dünyada önceki çalışmalarının izini görmek mümkün. Özellikle periler diyarında, Avatar, Alis Harikalalar Diyarı’nda ve ‘Muhteşem ve Kudretli Oz’ filmlerinin atmosferi etkili. Stromberg, filmin görsel ve estetik dünyasına mührünü vuruyor. Filmin en başarılı yönü de burada; şaşırtıcı değil belki ama kesinlikle etkileyici. ‘Malefiz, sadece masaldaki kötü bir karakteri merkeze almakla kalmıyor. Tek boyutlu iyi-kötü masal karakterleriyle bildiğimiz Disney için de bir kırılma noktası olan film, prenses Aurora hariç, diğer bütün karakterleri deformasyona uğratıyor. Dolayısıyla kral, yükselme hırsıyla kendine ve çevresine zarar veren bir adam, Malefiz ise gerçek sevgiyi arayan bir ‘kurban’ oluyor. Filmin masala getirdiği en önemli yorum ise ana temayı bile değiştirecek türden. Masalda uyuyan güzel, genç ve yakışıklı prensin öpücüğüyle uyanırken filmde, anne şefkatine yakın (beklentisiz ve saf) bir sevgiyle hayata dönüyor. Bu şaşırtıcı hamle ile film, şefkatin aşktan üstün bir değer olduğunu savunuyor. Bu tez, Bediüzzaman’ın Mektubat’ında geçen, şefkat-aşk mukayesesine dair ifadeleri de hatırlatıyor: “(...) şefkat, aşk ve muhabbetten çok keskin ve parlak ve ulvî ve nezihtir.” Diğer taraftan filmin, kadınları merkeze yerleştiren ve erkeklerden bağımsız olarak kendi kendilerinin kurtarıcısı yapan feminist tavrı da dikkat çekici.Ne var ki ‘Malefiz’, masallar aceleye gelmez düsturunu es geçiyor. Günümüzün ‘hız’ takıntılı insanına seslendiğinden olsa gerek, çok ‘çabuk’ anlatıyor masalını. Bu hız, masalın aleyhine işliyor; özellikle, karakterlerin psikolojik derinliği noktasında boşluklara sebep oluyor. Oyuncuların da bu çabukluğa ayak uyduramadığı, hatta biraz gönülsüzce oynadıkları görülüyor. Peki, biz ‘Uyuyan Güzel’ masalını neden yeniden dinleyelim? ‘Anlatıcı Robert Stromberg’in masal dünyasına hâkim oluşu, etkileyici görsel dünyası, şaşırtıcı tezi ve bilinen bir masalın eksik kalan kısımlarını tamamladığı için’ cevabı sizin için yeterliyse buyurun salonlara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder