7 Mayıs 2014 Çarşamba

Sanatı ticarîleştiren adam İstanbul’da

“Bir gün herkes on beş dakikalığına meşhur olacak.” sözü ağızdan ağza dolaşan Pop Sanat’ın kralı Andy Warhol’un eserleri 20 Temmuz’a kadar Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nde.Pera Müzesi’nin 4. ve 5. katlarında bugün ziyarete açılacak ‘Andy Warhol / Herkes İçin Pop Sanat’ sergisinde Slovak asıllı Amerikalı sanatçının 87 yapıtı görücüye çıkıyor. Slovakya Modra’daki Zoya Müzesi koleksiyonundan derlenen yapıtlar arasında sanatçının daha önce Türkiye’de sergilenmeyen serigrafi dizileri ve desenleri yer alıyor. Bunlar arasında Campbell’s Çorbası, Kovboylar ve Kızılderililer, Tehlikedeki Türler ve Çiçekler dizilerinin yanı sıra Mick Jagger, Franz Kafka, Albert Einstein ve Lenin gibi isimlerin portreleri de bulunuyor.Herkesin Amerikalı bildiği ama dün sergi için düzenlenen basın toplantısında tekrar tekrar vurgulandığı üzere aslen Slovakyalı olan Andy Warhol’un (1928-1987) 20. yüzyılda dünyanın sanata bakışını değiştirdiği karşı konulmaz bir gerçek. Popüler, fani, harcanabilen, düşük maliyetli ve seri imal edilen bir sanat üreten Warhol; reklam tasarımcısı olarak başladığı kariyerine fotoğrafları doğrudan tuvale aktarmak için serigrafiyi bir araç olarak kullanarak devam etti. Böylece kitle tüketim mallarının (Campbell’s’ın konserve çorba tenekeleri, dolar banknotları ve Heinz ketçap kutuları gibi…) ve ünlülerin (Marilyn Monroe, Liz Taylor ve Elvis Presley gibi…) görüntülerinin reprodüksiyonlarını yapmaya başladı.1962’de Los Angeles’ta açılan ilk kişisel sergisinde ortaya koyduğu üzere çoğaltılabilirlik ve yeniden üretilebilirlik onun için çok önemliydi. Çünkü iki teknik de söz konusu kişiyi ya da nesneyi gerçeklikten uzaklaştırıyordu. Marilyn Monroe’yu bir Marilyn Monroe görüntüsüyle değiştirdiğinde artık o bir birey değil sadece bir birey görüntüsü oluyordu. Fikirler, insanlar ve olaylar dahil her şeyin yavaş yavaş metalaştığı maddi bir dünyada Warhol tabii ki başarılı olacaktı.Oldu da. Hem sanatsal hem de ticari anlamda yeni Amerikan sanatının tartışılmaz bir yıldızıydı. Popüler kültür için sanatı bir kenara bırakıyor gibi görünüyordu çünkü galeri ve müze gibi sanat dünyası kurumlarının her şeyi sanata dönüştürmeye hazır olduğunu biliyordu. Bu durumu ‘Andy Warhol’un Felsefesi’ isimli kitabında çekinmeden vurguluyordu da: “Ben ticari bir sanatçı olarak başladım ve bir ticari sanatçı olarak bitirmek istiyorum. Ben ‘sanat’ denen şeyi, ya da adına her ne deniyorsa, yaptıktan sonra, ticari sanata girdim. Ben bir ticari sanatçı olmak istiyorum. Ticarette başarılı olmak sanatın en büyüleyici türü. Ticaret Sanatı, Sanat’ın ardından gelen adımdır.” Ama tabii ki Grzegorz Dziamski’nin dediği gibi Warhol 1960’larda başarılı bir sanatçı olmasaydı, 1970 ve 1980’lerde yaptığı işlerin kazandığı değere asla ulaşamayacaklarını çok iyi biliyordu; yani başka bir deyişle ticari sanata giden yolun ticaretten önce sanattan geçtiğini… Ama sonuçta yolun sonu belli.‘Andy Warhol / Herkes İçin Pop Sanat’ sergisi 20 Temmuz’a kadar açık kalacak. Warhol’u daha yakından tanımak isteyenler içinse Türkiye’de bulunan yeğeni James Warhol, amcası hakkında 10 Mayıs Cumartesi günü saat 18.00’de Pera Müzesi Oditoryumu’nda bir konferans verecek. Ayrıca çocuklar da onu tanıyabilsin diye 11 Mayıs Pazar günü saat 11.00’de ‘Andy Amcanın Evi – Andy Warhol’a Müttthişş Bir Ziyaret’ adlı kitabını okuyacak.Londra kraliyet sanat akademisinden konukSuna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi ‘Andy Warhol / Herkes İçin Pop Sanat’ sergisine paralel olarak 3. katını bir başka sergiye açıyor. 246 yıllık geçmişiyle İngiltere’nin ve dünyanın en köklü sanat kurumlarından Londra Kraliyet Sanat Akademisi’nin işbirliğiyle düzenlenen serginin ismi ‘Stephen Chambers: Büyük Ülke ve Diğer Hikâyeler. Bu sergi vesilesiyle İstanbullu sanatseverle ilk kez buluşacak İngiliz çağdaş sanatçı Stephen Chambers (d. 1960) son 20 yıla uzanan baskıresim ve yağlıboya birikimini İstanbul’a getirdi. Londra Kraliyet Sanat Akademisi’ne 2005 yılında kabul edilen sanatçının William Wyler’in 1958 yapımı western filmi Büyük Ülke’ye atıfta bulunan aynı isimli çalışması bu alandaki en büyük baskı kompozisyonu olma özelliğini taşıyor ve 78 ayrı resimden oluşuyor. Chambers’ın sanatını daha yakından tanımak isteyenler bugün saat 19.00’da sergi katında gerçekleşecek söyleşiye katılabilirler. Söyleşide sanatçıya serginin küratörü Edith Devaney eşlik edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder