6 Haziran 2014 Cuma

Benim ki şekersiz, lütfen!

 

 

 

Yine en zor derslerimden birisinde oturuyorum. Kalip cikarma. Yan masada oturan arkadasima soruyorum "Psstt. heey! Neyi yapmaliyiz dedi ögretmen?" Oooff... ah bir saniye.. tamam, sanirim birazdan hal edicem...evet, ..ooofff! Olmuyor iste, canim cikiyor ama bu lanet olasi kalip bi türlü cikmiyor! Basimi kaldirip etrafa bakiyorum, herkes dersi cok anliyormus gibi dinliyor. "hmm tabi, külahima anlatin siz onu, aslinda kimsenin anladigi bir sey yok!" diyip, toalte bir kacis yapiyorum. Koridorda derin bi nefes aliyorum. "Bu nasil bir ders! Kizim sen bütün bu tantanayi ne icin yapiyorsun" diyorum... "birak, topla pilini pirtini git buradan, bosver modayi. Kitablar oku mesela, sonra siirler yaz, kafani dinle, bu ne böyle ya. kalip mis. baslicam ben simdi kalibiniza... En iyisi elini yüzünü yikamak, belki biraz kendime gelip daha iyi konsantre olabilirim, evet evet kesinlikle."Muslugu aciyorum, buz gibi su... cok iyi geliyor, zaten icerde bunaltidan patlamak üzereydim!  Ellerimi kuruladikdan sonra, aynanin önünde durup kendimi izliyorum. "yok ya, ne siiri" diyorum, "sair olmak benim tipim degil. Ben en iyisi stil danismani olayim."Stil danismani eglenceli birsey bence cünkü. Hem kulaga hos geliyor, "Stil danismani. Stil hakkinda bilgilenmek istiyorsaniz bana danisin." Ay sanki ne yapiyor, alt üste kiyafet secicek. Iste tam bana göre bir is. Kizlara gardrob düzenlemesi yaparim. Ardindan kahve icip stil hakkinda tüyolar veririm, no-go lari ve olmazsa olmazlari sayarim. Olmadi, belki biri gelip beni alir, torpilden moda tasarimci yapar. Ne üniye gerek kalir nede bu sinavlara, nede kalip cikarmaya. Bakarsin bunlari yazarken bi köse yazari olup cikarim, kitablarim satis rekoru kirar, ondan sonra.... .. "Ay ne sacmaliyorum ben yine! Kizim kendine gel!" Iyice oyalandim yine, cabuk derse girmem lazim!

 

Oturiyorum yine masama, ögretmen biraktigim gibi, hala konusuyor. Herkes deli gibi dersi dinliyor. Bu dersde oturdugumda, hep iki sey geliyor aklima:

Birincisi: Her isde bir zorlugun var oldugu. Ne yazik ki en güzel islerde bile..

Ikinciside: Allahim ben bu sinavi nasil gecicem???Bir anda gercekleri daha net görüyorum: Bazi seylerin degerini bilmemiz icin, cok ugrasmamiz gerekiyor sanirim. Hak etmeden birseyi elde etmek mutlu etmiyor. Orta şekerli olan hic birsey sevmiyorum ben mesela. Ya tam ya hic. Ben kahveyi sade icmeyi severim. Simsiyah. Bazi seylerin tadi güzel oldugu halde aci. Ama o aci nedense insanin hosuna gidiyor. Hayatda bir fincandaki kahveye benzer iste.

 

Yanimdaki arkadasim gittigimi fark edip "sen nereye kacdin yine" diye soruyor. Gülümsüyorum. "Kendime kahve almaya gidiyordum, cüzdanimi almaya unutmusum. Gelirken sana da getireyim, sen kahveni nasil icersin?" , "Sade tabi ki. Yoksa bu ders baska türlü cekilmez.  Bosver simdi kahveyi, birazdan beraber almaya gideriz, sunuda yazalim ... "

 

Sanirim hakliydi, bu ders cekilmezdi ama cekilmesi gerekti... Neyse ben Stil danismanligi yinede aklimda tutayim, olur mu olur. Ne olur, ne olmaz yani. Ha unutmadan: Siz sakin benim gibi birini örnek alayim demeyin,  öpüldünüz!

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder