27 Haziran 2014 Cuma

Eski dost, düşman olmaz

Sinema macerası 2007’de başlayan Transformers serisinin en derli toplu filmi olan ‘Kayıp Çağ’da Optimus Prime liderliğindeki iyi uzaylı Autobotlar ile kötü uzaylı Decepticonların savaşı devam ediyor. Senaryo matematiği iyi işletilen filmde hikâyeye farklı bileşenler dahil oluyor.Her şey değişiyor; gişe canavarı (blockbuster) filmler de... Eleştirel sözlere ve dostça ikazlara “Ne yapayım, ben böyleyim.” cevabı geride kaldı; “Hayır ben senin bildiğin gibi değilim, başka biriyim.” çağındayız. İş başvurularında tevazu ve güven değil, içi boş da olsa özgüven, mesela “Beş yıl sonra kendimi senin yerinde görüyorum.” gibi uçarılıklar rağbet görüyor. Filmler neden geri kalsın ki!Bir dönemin bol patlamalı, içi boş ama bütçesi şişkin blockbuster’ları, ‘küçümsenmeye’ tahammül edemiyor artık. Ne kadar felsefi ve derin olduklarını göstermek için birbirleriyle yarışıyor. Kimi Wall Street’in göbeğine oturup kendince kapitalizm eleştirisine soyunuyor, kimi işi Hz. İsa’ya kadar vardırıyor. İşin temelinde izzet-i nefs meselesi olduğu kadar, gişenin kapsama alanını genişletmek için her tür seyirciye ‘yem atmak’ gibi ticari bir gerekçe yatıyor.‘PARALEL’ TRANSFORMERSLAR‘Transformers: Kayıp Çağ’, bu anlayışın son ürünü. Belki de bu yüzden, Transformers serisinin de en derli toplusu. Sinema macerası 2007’de başlayan serinin dördüncü adımında da Optimus Prime liderliğindeki iyi uzaylı Autobotlar ile kötü uzaylı Decepticonların savaşı devam ediyor. Fakat denkleme başka bileşenler giriyor. Yıllarca insanlık için savaşan Autobotlar, beş yıl önce Chicago’daki büyük savaştan sonra düşman ilan edilir. Memlekete hayırdan çok zarar verdiği düşünülen Autobotlar için ‘cadı avı’ başlatılır. Devlet içinde yuvalanan dar oligarşik bir yapı, Autobotların ‘inlerine’ girmeye kararlıdır. (Evet, filmin ana öykülerinden biri olan Autobotlara karşı başlatılan cadı avı, günümüz Türkiye’sindeki ‘paralel’ sakızının alegorisi olarak okunabilir.) Devlet, Autobotlarla uğraşırken, eskiden kalma, güçlü bir tehdit ortaya çıkar.Transformers, ‘Ayın Karanlık Yüzü’nde (2011), Soğuk Savaş’ın küllerinde eşelenmişti. ‘Kayıp Çağ’da ise uğramadığı mecra kalmıyor. Dinozorların yok olduğu tarih öncesinden başlayıp uzay gemisi maceralarına, westernden Hong-Kong aksiyonlarına, duygusal baba-kız klişesinden teknolojinin savaş endüstrisine katkısına ve hatta Tapınak Şövalyeleri’ne kadar birçok limana uğruyor. Dört ana damarda akan hikâyenin kesişim ve düğüm noktaları ise bir Michael Bay filminde rastlanamayacak ustalıkta kotarılıyor. Senaryo matematiğindeki başarı takdir edilesi; ancak filmi sabote edebilecek yoğunluktaki ana hikâyelerin kuyruğunu birbirine değdirmeden (değmesi gereken yerde de seyirciye hissettirmeden) harmanlayabilme ustalığını herhalde yapımcı Steven Spielberg’e mal etmek en doğrusu. Aksi halde, Michael Bay’in önceki Transformers’lardaki performansı ortada!REFERANS BOMBARDIMANI‘Kayıp Çağ’, önceki adımlardaki tüm dünyayı dışlayan Amerikan milliyetçiliği gibi kemikleşmiş arızalardan tümüyle kurtulamasa da (her plana bir ABD bayrağı uygulaması burada da devam ediyor) önemli ölçüde arınmış. Senaryoya yapılan dokunuşların yanı sıra bunun bir başka sebebi de filmi farklı okumalara açan zengin çağrışım dünyası. Dini, tarihi, mitolojik ve güncel referanslar, Hasbro’nun oyuncağı Transformersları âdeta ‘tarihselleştiriyor’. Autobotların cadı avı ile tasfiye edilmesi bu topraklardan bakınca bitmeyen ‘paralel’ gündemini çağrıştırsa da, Eski Ahit’teki ‘Ezekiel Kitabı’, senaryonun ana çatısını oluşturuyor. Önceki filmde gerçekleşen büyük savaşa vurgu yapan “Chicago’yu hatırla!” uyarısı Kudüs’ün yıkılmasını, Autobotların umudunu koruyarak Optimus Prime liderliğinde yeniden güçlenmesi ve düşmana karşı savaşması da Babil sürgünü ve sonrasındaki toparlanmayı yeniden üretiyor.Son yıllarda Hollywood’un gözde pazarı olan Uzakdoğu yine ihmal edilmiyor. Hikâye’nin finali Hong Kong’a verilmiş. Bu bölümde de Çin tarihine ve efsanelerine görsel ve tematik olarak gönderme yapılıyor. Neticede, ‘Kayıp Çağ’, “Aksiyonsa aksiyon, görsellikse görsellik, senaryoysa senaryo, duygusallıksa duygusallık, mizahsa mizah, eğlenceyse eğlence, tarih-din-mitoloji referansı... Hepsine varım.” diyerek son dönem blockbuster filmlerinin ‘matematiğini’ başarıyla işletiyor. Uzun süresi (166 dakika) ve metal gürültüsüne rağmen ‘Kayıp Çağ’, Transformers serisinin en iyisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder