13 Haziran 2015 Cumartesi

Hep geriden gelmenin acısı

Döneminin en güçlü gazetelerinde, dergilerinde çalıştı. Edebiyatın hemen her türünde 100'ün üstünde esere imza attı. Fakat daha çok mizahıyla tanındı, iktidar sahiplerini rahatsız etti ve her zaman tartışılan bir isim oldu. 1995 yılında ölen Aziz Nesin'in 100. doğum günü dolayısıyla açılan “Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin” sergisi, yazarın hayat serüvenini özetliyor.

Tütün Deposu'nun birinci katına çıktığınızda kulağınıza daktilo sesleri geliyor. Bu, hayatını yazıyla geçirmiş Aziz Nesin'i anlatan en isabetli ses belki de. Sesin geldiği tarafa yöneldiğinizde Ara Güler'in 30 yıl arayla çektiği fotoğraflar, Nesin'in yazı masası, tıpkı fotoğraflarda durduğu gibi üstüne yerleştirilmiş gözlük, gözlük kılıfı, masa saati, aydınlatması, telefonu, büyüteci, daktilosu duruyor. Yazarın hayat hikâyesi ise kendi ağzından veriliyor. Asıl adı Mehmet Nusret. Mehmet, çünkü dedesinin ismi, Nusret (başarı, üstünlük anlamında) çünkü ailesi Çanakkale Savaşı'nın kazanılmasını istiyor. Galip Amcası sayesinde okuma-yazma, hat, Arapça öğreniyor ve daha sekizinde hafız oluyor. 7 yaşında 3-5 sayfalık ilk oyununu yazıyor; ilk romanını ise annesini kaybettiği 12 yaşında… Fotoğraf çektirmek günah sayıldığından annesine ait bir fotoğraf bile kalmıyor geriye.

YAZI VE HAPİS DÖNGÜSÜNDE GEÇEN YILLAR

1934 yılında gelen kanunla, ‘Nesin' soyadını alışının hikâyesini kendisinden dinleyelim: “Her türlü yağmada sona kaldığım için, güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime ‘Nesin' soyadını aldım. Herkes ‘Nesin?' diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim, istedim.” 1942 yılında üsteğmenlik yaptığı yıllarda, babasının ismi olan Aziz'le dergilere yazılar göndermeye başlıyor yazar; böylece Mehmet Nusret, oluyor Aziz Nesin. Hikâyenin bundan sonraki kısmında Aziz Nesin'in yazdığı gazeteler, çıkardığı dergiler ve dönem dönem girdiği hapishaneler var. 1944-45 yıllarında Tan Gazetesi'nin köşe yazarlığını yapar, 46'da bu gazete komünist olduğu gerekçesiyle yıkılır. Hiçbir yerde iş bulamayan yazar, Sait Faik ve Rıfat Ilgaz'ın desteğiyle ‘Cumartesi' dergisini çıkarır. Ardından Sabahattin Ali'nin verdiği sermayeyle birlikte ‘Marko Paşa' isimli bir gülmece gazetesi çıkarırlar. Yazdığı yazıdan dolayı bir yıl sonra 10 ay sürecek bir hapis ve sürgün cezasına çarptırılır. Aziz Nesin'in bundan sonraki 48 yılı bu döngüde devam eder. Yazdığı gazeteler, dergiler, çıkardığı yayınlar ve dönüp dolaşıp girdiği hapishaneler...

Erkek Sabahat, Zübük, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Şimdiki Çocuklar Harika gibi 100'ün üzerinde eser veren Nesin, ilk kitabını ancak 40 yaşında yayımlayabilir. Arkadaşları Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Sait Faik, Yaşar Kemal çoktan ünlenmiş ama o, bir anlamda geride kalmıştır. Onlara yetişme telaşı hayatının son yıllarına kadar peşini bırakmaz. Notlar birikir, dosyalar dolar taşar ve Aziz Nesin, kendine sürekli bunu hatırlatır: Vakit daralıyor! 1986 yılında yazdığı notta, dinmeyen yazma açlığını dile getiriyor: “Zamanın kalmadı Aziz, kalmadı. Daha sekiz cilt Böyle Gelmiş'ler yazılacak. ‘Enaz' yazılacak, notları hazır 20 oyun var, çocuk romanları var, pek çok roman, birçok öykü… Dayan Aziz, dayan Aziz!”

Aziz Nesin, mizahi öyküleri, masalları ve oyunlarıyla bir ün kazanırken, iktidarları hep rahatsız etti. Sivri diliyle yağmacılığı, sömürüyü, ikiyüzlü politikacıları kıyasıya eleştirdi. Siyasetçilerin ve köşe dönmecilerin din sömürüsüne karşı çıktı. Fakat öykü ve romanlarındaki din adamı tiplemeleri dindar çevrelerin tepkisini çekti. Yazıp söyledikleri dindarları incitti. Salman Rushdie'nin “Şeytan Ayetleri” romanını Türkiye'de yayımlayacağını duyurunca adeta kıyamet koptu. Aziz Nesin, 6 Temmuz 1995'te öldü fakat Sivas katliamı öncesinde halkı kışkırttığı iddiaları ve Salman Rusdie olayı onu hep takip etti, hatta eserlerinin bile önüne geçti.

“Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin” sergisi, edebiyatımızın bu en çok tartışılan isimlerinden birine daha soğukkanlı bir gözle bakmak için fırsat. İyisi ve kötüsüyle Aziz Nesin... Sergi mekânının üst katında yazarın haber ve yazı dosyaları sergileniyor. Selde hasara uğrayan piyanosu, onunla ve hakkında yapılmış videolar, söyleşiler, kitaplarının ilk ve son baskıları ve aynı zamanda minderli bir okuma alanı da var. Aziz Nesin'i bir de kendi ağzından dinlemek isteyenler, 16 Temmuz'a kadar Tophane'deki Tütün Deposu'na uğrayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder