28 Şubat 2015 Cumartesi

‘Bütün seramiklerim yıkıldı bir ben kaldım’

AKM, Çankaya Köşkü, Tarabya Oteli, Avrupa Konseyi binası ve daha pek çok mekân için seramik panolar yapan Sadi Diren’in yeni sergisi D’art Sanat Galerisi’nde açıldı. Seramik kesmekten artık flu gören ve Caddebostan’daki evinde emeklilik günlerini geçiren Diren, mahzun: “Bütün seramiklerim yıkıldı, bir ben kaldım. Ben de gidince rahatça yıksınlar artık.”Elbette Sadi Diren’in tüm seramikleri yıkılmadı, yok olmadı. 60 küsur yıllık sanat hayatına sığdırdığı yüzlerce eseri var. Kimi Çankaya Köşkü’nde, Atatürk Kültür Merkezi’nde, Manifaturacılar Çarşısı’nda, kimi Strasbourg’daki Avrupa Konseyi binasında, pek çoğu da koleksiyonlarda. Ama ‘en büyük işlerim’ diye ifade ettiği bazı seramik panoları ve duvar kaplamaları son yıllarda kendisine haber bile verilmeden yıkıldığı için öyle hissediyor ve “Bütün seramiklerim yıkıldı, kala kala ben kaldım. Ben de gidince rahatça yıksınlar!” diye üzüntüsünü dile getiriyor. Seramik sanatına yıllarca emek veren bir sanatçı için acı bir durum bu. Galata’daki D’art Sanat Galerisi’nde geçen hafta 62. sergisini açan sanatçı, eserlerinin başına gelenleri bir bir sıralıyor: “1973’te Nejat Eczacıbaşı villası için bir seramik istedi. Havuzu çevreleyen duvara bir pano yaptım. Nejat Bey’in vefatından sonra evi genişletmek için o seramiği yıkmışlar. Bir ay çalışmıştım o pano için, 14 bin parçadan oluşuyordu. Oysa yerinden çıkarılabilirdi. Üzüldüm doğrusu.” İkinci yıkılan eseri, 1972’de Tarabya Oteli’nin barına yaptığı rengarenk seramik. Tarihi otel, yeniden yapılmak üzere birkaç sene önce yıkılınca eser de tarihe karışmış. İstanbul Üniversitesi’nin Baltalimanı’nda yabancılar için lokantası ve lokali vardır. Diren, bu mekâna da bir pano yapmış. Binanın üstünü kaplamak isteyince panoyu yıkmışlar. Ayakta olanlardan Manifaturacılar Çarşısı ve Atatürk Kültür Merkezi’ndekiler içinse ‘keşke yıkılsa, rezalet durumdalar’ diyor ve ekliyor: “Tarabya gitti, Baltalimanı gitti, Manifaturacılar keşke gitse, rezil ettiler. Önüne dükkânlar yapmışlar. Hiç bakılmamış. Şimdi sıra AKM’ye geldi. Depo gibi rezalet halde. O da yıkılmak üzeredir. AKM’nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu istemişti o seramiği benden, aylarca sürdü çalışma, montajını da ben yaptım. Şimdi sonu ne olacağı belirsiz. Dört ayda yaptığım Strasbourg’daki 20 metrelik eserime ise tertemiz bakıyorlar.” Nejat Eczacıbaşı villası için yaptığı havuzu çevreleyen duvar panosu, 1973. Sanat yaşamına 1949’da başlayan Sadi Diren, Türkiye’deki seramik sanatını ayakta tutan başlıca isimlerden. Çok çalıştı, çok eser üretti. Türkiye’den Almanya’ya, İtalya’dan İngiltere’ye, Fransa’dan Macaristan’a kadar hem yüzlerce esere imza attı hem de seramik endüstrisi alanında yine yüzlerce tasarım gerçekleştirdi. Hem hocaları (Bedri Rahmi Eyüboğlu) hem de yabancı eleştirmenler tarafından övgüler aldı. 1964’te Almanya’dan yurda döndüğünde Eczacıbaşı Seramik Fabrikaları’nda süs ve mutfak eşyaları kısmına müdür ve sanatçı olarak girdi. 1982’de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne dekan oldu. 1991’e kadar aynı göreve tekrar tekrar seçildi. 1991’de ise devlet sanatçılığı unvanı aldı. 1944’te de emekli oldu. 1972'de Tarabya Oteli'nin barına yaptığı bu eserle birlikte bina da yıkıldı. Sadi Diren, artık 88 yaşında. Caddebostan’daki evinde emeklilik günlerini geçiriyor. Kapısının zilinde hâlâ ‘devlet sanatçısı ve dekan’ yazıyor. Son iki seneye kadar seramik yapmaya devam ediyordu. Artık yardımcısı Fevziye Topçu ile hayatına devam edebiliyor. Etrafını flu görüyor. Gözünde seramik kesmekten sarı leke hastalığı baş göstermiş. Ama olsun, flu da olsa görüyor olmaktan memnun. 1953’te ilk sergisini açtığı Maya Sanat Galerisi’nin sahibi Adalet Cimcoz, onu sanat çevresine tanıtırken şöyle demişti: “Bu delikanlıya iyi bakın, geleceğin seramik ustası o.” Cimcoz, onun değerini ta o zaman fark etmişti, şimdi sadece öğrencileri sahip çıkıyor kendisine. Öğrencisi Emre Zeytinoğlu ve D’art Sanat Galerisi’nin sahibi Duygu Bağlan’ın küratörlüğünde açılan sergide sanatçının 1957’den 2010’a kadar yaptığı yaklaşık 60 eseri sergileniyor. Diren, 22 Mart’ta sona erecek sergisi için “Bu benim son sergim.” dese de öğrencileri peşini bırakacak gibi değil. Atatürk Kültür Merkezi için yaptığı dış duvar seramiği, 1971.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder