11 Şubat 2015 Çarşamba

Türkiye’den Venedik’e bir nefes

Bu yıl 9 Mayıs-22 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Sergisi’nde Türkiye Pavyonu ünlü sanatçı Sarkis’in ‘nefes’ başlıklı yerleştirmesine ev sahipliği yapacak. Dün düzenlenen toplantıda serginin hikâyesini ve ‘nefes’i anlatan Sarkis, “Tarih içindeki belirli anlara sabitlenmek yerine bugünün ve uzak geçmişin güncelliğine aynı anda sahip çıkacağız. ” dedi.Geçtiğimiz yıl ağustos ayında, Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu’nda uzun yıllardır Fransa’da yaşayan Sarkis’in eserlerinin yer alacağı açıklanmış ve bu haber büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Dün, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu vesileyle düzenlenen toplantıda Sarkis, 50 yılı aşkın sanat hayatında (sanatçı 500’ün üzerinde sergi yaptı), ilk kez bir basın toplantısına katıldı ve serginin hikâyesini tüm detaylarıyla anlattı. Biz de Sarkis’in ifade ettiği gibi, ‘detaylar önemlidir’ diyerek, üzerinde özenle durduğu bütün detayları aktaralım...Geçen mayıs ayının sonlarına doğru bir gün, Sarkis’in telefonu çalar. Yoğun bir dönemdir bu, çünkü sanatçının güney Fransa’da bir sergisi vardır o sıralarda. Telefondaki ses, İKSV’nin genel müdürü Görgün Taner’e aittir ve bienal için kendisini düşündüklerini söylüyordur. O sıra zaten bir kalabalığın ortasında olan Sarkis, birden kavrayamaz gelen teklifi. “2015 için mi?” diye sorar. Sonra diyor Sarkis, “Niçin bu yıl beni çağırıyorlar diye kafama takıldı. 86’dan itibaren çok sergi açtım, niye bu yıl?” Birkaç gün sonra İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı kendisini arar kutlamak için. Halbuki Sarkis, henüz net bir karar vermiş değildir.TÜRKİYE SERGİSİNDE GÖKKUŞAĞISarkis’i bienale katılmaya tam anlamıyla ikna eden, ekipten birileriyle görüşüp onlarla kurduğu göz teması olur. Sonraki aşamada küratör belirlenir. Başlarda birlikte çalışabileceğini düşündüğü 3-4 küratör varken, aklında tek bir isim belirir sanatçının: Defne Ayas. Benzer bir düşünme sistemine sahip ve sürekli Türkiye’ye gelerek buradan beslenen biri olduğu için, gönül rahatlığıyla Ayas’ın ismini verir. Bienalin yapılacağı Arsenale’deki Sale d’Armi ziyaret edilir. Tarihî ve çok eski duvarları olduğu için binanın duvarlarına herhangi bir müdahale yapılamayacaktır. Bu yüzden, hakiki vitray tekniğiyle yapılmış 36 vitray, küpe gibi tavana asılacak şekilde hazırlanır.Sarkis, “Zamanların başlangıcına, ilk gökkuşağına, diğer bir deyişle ışığın ilk kırılma anına gideceğiz. Tarih içindeki belirli anlara sabitlenmek yerine bugünün ve uzak geçmişin güncelliğine aynı anda sahip çıkacağız. Durağanlığa karşı dönüşmeye, dönüştürmeye, nefes almaya, hissettirmeye devam edeceğiz.” diyerek, tasarladığı iki gökkuşağını anlatıyor. Bu iki gökkuşağı, farklı desenlere sahip olacak ve Sarkis’in nefes alışveriş ritminde nefes alacaklar. Proje zaten buradan hareketle, İtalyancada “nefes” anlamına gelen “Respiro” adını taşıyor. Bir aynayla ikiye bölünecek mekânda nerede durulursa durulsun, gökkuşağının görülmesi de sağlanacak.Küratör Defne Ayas, farklı sanat, tarih, din ve felsefeleri hafıza ve mekânla ilişkilendirmesiyle de tanınan sanatçı için “Sarkis’in sanatı kullanışı, ona olan inancı, işinin zamansızlığı ve zamanlılığı, aynı zamanda eşzamanlılığa sahip çıkışı çok önemli. Bütün sinyalleri, kodları tığ gibi işliyor. İnsanlık tarihine bakmak için bir şansımız olacak.” diyor. Binlerce yıl önce, buz devrinden kalma bir kadın figürünün de işlendiği yerleştirmede hiçbir isim, tarih, yazı ya da damga bulunmayacak. Böylece herhangi bir yazının eserler arasındaki serenadı bozmasına izin verilmeyecek. Bunun yerine metinlerini Ruben Arevshatyan, Karin Karaşlı, David Kazanjian gibi isimlerin yazacağı bir kitap yayımlanacak.Bienal için özel besteSarkis, “Respiro” (Nefes) için Jacobo Baboni-Schilingi’den de bir beste sipariş etti. Gökkuşağının kırılma noktaları, 7 rengi, bu renklerin sıcaklığı, ılıklığı ve soğukluğundan yola çıkarak 48 dakika uzunluğunda bir eser ortaya çıktı ve bu eser, bienal bitene kadar mekânda 24 saat boyunca çalmaya devam edecek. 7 Mayıs 2015 tarihinde de eşzamanlı olarak Türkiye ve Cenevre’de paralel iki yerleştirme yapılarak Türkiye Pavyonu’nda devam eden sergiyle bir bağ kurulacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder