26 Şubat 2015 Perşembe

O anların öncesi ve sonrası

1959... Soğuk Savaş’ın buz kestiği yıllar. Fotoğrafçı Elliot Erwitt, Sovyetler Birliği’nin başkenti Moskova’da bir mutfak fuarındadır, stant fotoğrafları çekip, parasını alıp fuardan ayrılacaktır.Tam bir buzdolabı firmasının standındayken bir anda yanında dünyanın en ulaşılmaz ve popüler iki ismi belirir: Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Richard Nixon ve Sovyetler Birliği Başbakanı Nikita Kruşçev... Peş peşe çektiği karelerden birinde Nixon, Sovyetler Başbakanı’na dikleniyor ve parmağıyla itiyormuş gibi görünüyor. Sonrasında fuarda Erwitt’e iş veren halkla ilişkiler şirketinin yöneticisi bu müstesna anın da olduğu fotoğrafları alır ve bir sonraki seçimde başkan adayı olacak Nixon’a pazarlar. Fotoğraf, dergilerden gazetelere, billboardlardan afişlere, her yerde kullanılır. Amerika’nın gücünü ve cesaretini ortaya koyuyordur. Afişlerdeki “Bay Kruşçev sizin torunlarınız özgür olacak” sloganı Nixon’a seçimi kazandırmasa da reklamcıların tabiriyle ‘olay’ olur. Oysa o sansasyonel karenin önü ve arkası hiç de öyle değildir. Bazı fotoğraflarda Kruşçev de sert çıkıyor, bazılarında birlikte gülüp şakalaşıyorlardır. Fuar boyunca konuştukları konu da Soğuk Savaş meseleleri değil, “lahana çorbası mı, kırmızı et mi?” gibi gündelik tartışmalardır.TARİHİN DÖNÜM NOKTALARINI YANSITAN FOTOĞRAFLAR İstanbul Modern’de dün açılan “Magnum-Kontakt Baskılar” sergisi, ikon olmuş birçok fotoğrafı öyküleriyle birlikte görme imkânı sağlıyor. Sergide, 80 yıllık bir dönemin görsel tarihine ait fotoğraflar, öncesi ve sonrasıyla bir araya geliyor. Robert Capa’nın 1944 yılında Normandiya Çıkarması’nda Amerikan birliklerinin Omaha kumsalına çıkışı, Eric Lessing’in 1956’da Budapeşte’de çektiği isyancı askerler, Burt Glinn’in 1959’da Havana’da görüntülediği Fidel Castro’yu bekleyen kalabalık, Philip Jones Griffiths’in 1967’de Vietnam’da çektiği, dönemin politikasını etkileyen “sivil kurban”, Bruno Barbey’in Mayıs 1968 Paris Ayaklanmaları, Stuart Franklin’in 1989’da 5 Temmuz sabahı Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda tanklara karşı tek başına durup yerini terk etmeyen yalnız protestocu, Thomas Hoepker’in 11 Eylül 2001 sabahı New York’ta East River’da çektiği bir grup genç...Sergide aynı zamanda Philippe Halsman’ın 1948’de Leda Atomica adlı tablosundan esinlenerek çektiği yakın arkadaşı Salvador Dali, Rene Burri’nin 1963’te bir röportajda çektiği Ernesto “Che” Guevara, Leonard Freed’in 1964’te Nobel Barış Ödülü’nü aldıktan sonra Baltimore’da çektiği “kollarla kuşatılmış ve korumaya alınmış” Martin Luther King, Eve Arnold’un 1961’de Chicago’da “şahane işbirliği içinde” çektiği Malcolm X, David Hurn’ün Londra’da Abbey Road Stüdyoları’nda çektiği “ünlü dörtlü” Beatles gibi birçok siyasi figür, oyuncu, sanatçı ve müzisyenin akıllarda yer etmiş portreleri de yer alıyor.‘Magnum-Kontakt Baskılar’ sergisi Magnum ajansı kurucularından Robert Capa’nın dediği gibi, ‘fotoğrafçıya seçme şansı veren sürecin fotoğrafları’na yakından bakmamızı sağlıyor. Serginin eş küratörlüğünü Lorenza Bravetta ve Gabriele Accornero yapıyor. Bir anlamda sanatçıların eskiz defteri ve gizli günlüğü niteliğindeki kontaktlar, analog dönemin büyülü dünyasına da kapı aralıyor. Lorenza Bravetta, fotoğrafları ve kontaktlarını sanatçılarla birlikte seçtiklerini anlatıyor. En ünlü ve ikon olmuş fotoğraflar değil, seçme ve düzenleme sürecini en iyi anlatan çalışmalar tercih edilmiş. Buna örnek olarak Steve McCurry’nin çöldeki bir fırtınadaki fotoğrafını gösteriyor Bravetta. Gerçek durum kum fırtınası fakat fotoğrafta sanki çölde dans ediyorlarmış gibi bir hayal var. Medyada fotoğraf kullanımının azaldığını söylüyor. 58 sanatçının 133 çalışmasının yer aldığı sergi, 2 Ağustos’a kadar açık. Daha sonra Amsterdam ve Latin Amerika yolculuğuna çıkacak.Serginin dünkü basın toplantısına (soldan sağa) Magnum Photos danışmanı Lorenza Bravetta, BASF Türkiye CEO’su Volker Hammes, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ve İstanbul Modern Fotoğraf Bölümü Yöneticisi Sena Çakırkaya katıldı.Siyaset değil, yemek konuşuyorlarABD Başkan Yardımcısı Richard Nixon ve Sovyetler Birliği Başbakanı Nikita Kruşçev’in üstteki karesi, 1959’da bir fuarda çekiliyor. Nixon, Sovyetler Başbakanı’na dikleniyor ve parmağıyla itiyormuş gibi görünüyor. Sonrasında bu fotoğraf Nixon’un seçim çalışmalarında kullanılıyor. Çünkü Amerika’nın gücünü ve cesaretini ortaya koyuyordur. Oysa o sansasyonel karenin önü ve arkası hiç de öyle değildir. İki lider fuar boyunca Soğuk Savaş meselelerini değil, “lahana çorbası mı, kırmızı et mi?” gibi gündelik konularda atışır. Yukarıdaki küçük kareler de o atışmanın diğer delilleri. İstanbul Modern’de dün açılan sergide dünya gündemine oturmuş, daha pek çok karenin hikâyesine yer veriliyor.KONTAKT BASKI NEDİR?Kontakt baskı, bir veya birden fazla görüntünün negatifle aynı boyutlarda tek bir fotoğraf kağıdına pozlanmasıyla elde ediliyor. Çoğu zaman ressamların eskiz defterlerine benzetilen kontakt baskılar; fotoğrafçının, film rulosundaki kareleri ilk gördüğü andır. Fotoğrafların hiç müdahalede bulunulmamış, ham görüntülerini barındırarak sanatçıya bir özeleştiri ve seçim yapma imkanı sunar; bu anlamda, kontakt baskılara bakmak fotoğrafçının saklı tuttuğu özel çalışma alanına girmeye benzer. Diğer yandan fotoğrafçının bizim için seçtiği o eşsiz sahnenin öncesi ve sonrasını göstererek, o anın gerçekleşmesine tanıklık etmemizi sağlar. İzleyiciye çekim sırasında fotoğrafçıyla birlikte hareket ediyormuş ve onun gözlerinden görüyormuş izlenimi verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder